15 Haziran 2008 Pazar

Yitirilen


Ola ki yürürüm bir başka aşka
Ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe
Unutma ki tek aşk olduğum sensin
Aşık olduğum değil..
Karanlıkla süzülüyor içime yıkım
Dur diyorum, yıkılıyorum.
Uçurumları baş ucuma koyuyorum sonra
Okşuyorum rüzgarda saçlarını
Sıcak, ılık bir koku siniyor yüreğime
Gitme diyorum, düşüyorum..
Sonra beni soruyorlar bana!
Tanımıyorum diyorum.
Daha hiç karşılaşmadık aynı çizgide
Bilge susuşumu dinliyorlar, ben sustukça
Yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar;
Önce bir bir, sonra hepsi
Sonra bir uçurumlar kalıyor, birde yıkımlar
Verilen her şey borçmuş gibi alınıyor
Önce bir bir, sonra hepsi..

Sonra mı?

Sonra bir ben kalıyorum, bir de yalnızlık.
Uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık
Zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yan yana
Öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta...
Her şey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor
Sonra tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz
Telli, kanlı düğün işte..
Üşüyor saçların biliyorum
Dargın mısın?
Bu baharda mayısa bıraktığım gibi misin hala?
Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde ki hüzün
Hala kaçıyor musun zamansız gözlerini bırakarak birilerinden
Hala ellerinden tutup sevgileri,
Hala öyle soğuk bir gök,
Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
Dipsiz kuyuya salıyor musun ağlayarak
Küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun?

Kendin kadar aklımdasın!

Ve aşkını şaşırmış bir tanrı
Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara
Öyle misin, mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
Öyle bıraktığım gibi misin
Gerçeği yakmada hala usta mısın
Yoksa çırak mı yanarken yollarda
Saçlarıma dolanan aydınlığımsın.
Somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde
Anlattıkça eksilen tek anlam,
Hala bıraktığım gibi misin
Yoksa beni Bıraktığın gibi mi
Kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma

Hala bıraktığım gibi misin

Hiç yorum yok: