21 Haziran 2008 Cumartesi

Dağlar, Atamadım Sevdamı..

Ve yine sevdam, seni bağırabilsem seni.
Dipsiz kuyulara, akan yıldıza, bir kibrit çöpüne varana..
Okyanusun en ıssız dalgasına, düşmüş bir kibrit çöpüne..
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, yitirmiş öpücüklerin..
Payı yok apansız inen akşamdan.
Bir kadeh, bir cigara dalıp gidene..
Seni anlatabilsem seni..
Yokluğun cehennemin öbür adıdır,
Üşüyorum kapama gözlerini..

15 Haziran 2008 Pazar

Yitirilen


Ola ki yürürüm bir başka aşka
Ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe
Unutma ki tek aşk olduğum sensin
Aşık olduğum değil..
Karanlıkla süzülüyor içime yıkım
Dur diyorum, yıkılıyorum.
Uçurumları baş ucuma koyuyorum sonra
Okşuyorum rüzgarda saçlarını
Sıcak, ılık bir koku siniyor yüreğime
Gitme diyorum, düşüyorum..
Sonra beni soruyorlar bana!
Tanımıyorum diyorum.
Daha hiç karşılaşmadık aynı çizgide
Bilge susuşumu dinliyorlar, ben sustukça
Yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar;
Önce bir bir, sonra hepsi
Sonra bir uçurumlar kalıyor, birde yıkımlar
Verilen her şey borçmuş gibi alınıyor
Önce bir bir, sonra hepsi..

Sonra mı?

Sonra bir ben kalıyorum, bir de yalnızlık.
Uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık
Zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yan yana
Öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta...
Her şey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor
Sonra tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz
Telli, kanlı düğün işte..
Üşüyor saçların biliyorum
Dargın mısın?
Bu baharda mayısa bıraktığım gibi misin hala?
Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde ki hüzün
Hala kaçıyor musun zamansız gözlerini bırakarak birilerinden
Hala ellerinden tutup sevgileri,
Hala öyle soğuk bir gök,
Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
Dipsiz kuyuya salıyor musun ağlayarak
Küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun?

Kendin kadar aklımdasın!

Ve aşkını şaşırmış bir tanrı
Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara
Öyle misin, mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
Öyle bıraktığım gibi misin
Gerçeği yakmada hala usta mısın
Yoksa çırak mı yanarken yollarda
Saçlarıma dolanan aydınlığımsın.
Somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde
Anlattıkça eksilen tek anlam,
Hala bıraktığım gibi misin
Yoksa beni Bıraktığın gibi mi
Kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma

Hala bıraktığım gibi misin

Sen Benim Hiçbir Şeyimsin

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak

Sen benim hiçbir şeyimsin

Attilâ İlhan

Arkadaş

Olmasın o ta içten
Gülen gözlerde yaş
Bir gün gelip ayrılsak da
Seninle arkadaş
Bir kıvılcım düşer önce
Büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş
Yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu
Ne ana ne kardaş
Bu en güzel bu en sıcak
Duygudur arkadaş
Ortak olmak her sevince
Her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu
Beraberce el ele
Olmayacak o ta içten
Gülen gözlerde yaş
Bir gün gelir ayrılsak da
Seninle arkadaş

Yılmaz Güney